26 Nisan 2011 Salı

Gülünçaltı

 

Vücudumuzdaki  tuhaf işleyişe hiç akıl sır erdiremedim.Benim için bu işleyiş öksürük şurubu içip akciğerlerin iyileşmesini beklemekle kısır bir döngüye sürüklendi sürekli (!)  ''Düz adam Sami'' yaklaşımı sergilediğimi itiraf etmekten çekinmiyorum.Anında mideye giden birşeyin,-hoop yanlış adres oldu denilip, ciğerlere gönderilmesini kabullenemedim. O halde yeteri şişe öksürük şurubu içen birinin ciğer patlamasından ölmesi gerekmez miydi(!)Şurupta boğulmak gibi hani.Trt'de yayınlanan çocukken izlediğimiz ''vücudumuzu tanıyalım'' çizgifilminde falan;şeker yediğimizde dişlerimizle ilişkiye giren organizmaları veya havada asılı kalan grip virüslerininin görkemli gösterisini izlemekte fayda etmedi kabul ediyorum.

-Oturabilirsin Farmakoloji ''0''.
-Tamam siz ağzınızda leblebi tozu doluyken 'endoplazmik retikulum'diyebilin insan formunda; ben de hayatımı farmakoloji ya da adı her ne karın ağrısıysa ona adamayı kabul ediyorum.


Birde vücudumuzun kayıtlara geçmeyen işleyişi varki bu ruh haliyle alakalı olmalı, heh işte o kısmı aslında sevdiğim...

Bi' adam tanıyodum,bi' kıza aşık olan.Hikayeyi garip yapan ise,bu adamın o kızla her buluştuğunda köşe bucak kusacak biryerler aramasıydı.Evet nasıl bir işleyiş varsa adamın vücudunda kızla buluşur buluşmaz, heyecandan mı aşktan mı ya da neyden bilmiyorum köşe bucak kusacak yer araması ,benim için Amerika kıtasının keşfedilmesinden daha ilgi çekiciydi.Bu hikayeyi öğrenerek gerçek aşkı yaşadığınızı iddia edemezsiniz öyle sanıyorum.Ne gittiği doktorlar fayda etti ne kullandığı ilaçlar.Birçok insanın sevgilisine gerçekten aşık olup olmadığını sorgulaması bir iç çatışma yaratırken,bu adam için hiç zor olmadı bu çatışma, kusmalarının geçtiği gün.Sonrasını tahmin edebilirsiniz...
 

Aslında değinmek istediğim şeyler farklıydı.Ben fiziki bağışıklık sisteminin değil ruhsal bağışıklık sisteminin hayranıyım.Bir mikroorganizmayla hasta olup bir ilaçla iyileşebilirken, çok daha büyük ebatlardakilerle, kendi kendimize baş edebiliyoruz.İnsanlarla mesela.Karşımızdaki bizi sinirlendirdikçe 'vurdumduymazlık' ya da 'fight club'hormanları salgılıyoruz ilaca gerek kalmadan.Örnekler çoğaltılır istemediğiniz kadar...

Neyse benden adam olmaz,beni boşverin sizler vücudunuzu tanıyın.Ama böyle anlatılsaydı zamanında biyolojiden 3 alırdım sanki...(çok ayıp baştan söylemeliyim)

                                                                    
                                                                     Canı sıkılanlara
 
Doğum:1.bölüm
Doğum:2.bölüm

Doğum:3.bölüm

    Bu da hayatmış




2 yorum:

  1. bir gün karın ağrısı için ilaç içtim(ağrı kesici) 1 saat sonra başım ağrımaya başladı. bir defa da aynı ilaçtan onun için içtim. sanırım aslolan niyet bu ilaç mevzunda.
    içip karnıma git karnıma git karnıma git diyorsun bütün iyileştirebilirliğini o kapsül karınında tüketiyor. akabinde baş ağrısı peyda olunca ki normalde bir ilaç yarım saatte bütün ağrıları kesmeli, ama işte sen yarım saat öncekini baş ağrısı niyetine içmiyorsun. sen derken yani ben. ben öyle yapmıştım. geçti sonra.

    hı bir de öksürük şurupları her derde devadır bence.

    YanıtlaSil
  2. evet yalnız olmadığımı biliyordum bu kısır döngüde.çok garip geliyor açıkçası ilaç durumları falan,ağrı kesici alıyorsun mesela ufacık birşey ki canlı da değil.ama vücudunda komutan oluyor ve beynine -paralel port bağlı mı,alyuvarlar devrede mi gibi garip sorular sorarak savaşı kontrol ediyor.
    öksürük şurubunun nasıl bir etkisi varmış ki benim keşfetmediğim merak ettim:)

    YanıtlaSil