23 Nisan 2011 Cumartesi

Abracadabra

Sevgili okur,
bu yazı okumuş olcağın en ironik yazı olabilir.Hayatının sıkıcı ,sıradan olduğunu mu düşünüyorsun? Kendini uçurumun kenarından boşluğa bıraksan dahi,yere düşene kadar bu düşüncelerinin değişmeyeceğini hatta hayatının sıradan insanlar gibi gözlerinin önünden film şeridi gibi geçeceğinin farkındasın değil mi? Yaklaşık 20 saniyeye sığacak bir film.Bu yazıda aradığın soruların cevabı olabilir,ama cevabı bulsan bile sihirbazlık gösterisi çoktan başlamıştır.

 
 


” Her sihirbazlık numarası üç bölüm ya da perdeden oluşur. Birincisi “Vaad” bölümüdür.


PERDE 1:VAAD

''Sihirbaz size sıradan bir şey gösterir. İskambil destesi, bir kuş ya da bir insan. Bu nesneyi size gösterir. Son derece gerçek, üzerinde oynanmamış, normal bir şey olduğunu görmeniz için nesneyi incelemenizi ister. Fakat gerçek, farklı olabilir.''

Rainer Maria Rilke.''Vaad'' onun için 1875 Prag'ta başlar.Sihirbaz Rilke'ye bir insan gösterir.Dışardan son derece gerçek,herşeyiyle normal.Fakat gerçek,farklı olabilir.Küçük yaşta ablası öldüğü için annesinin hırsları ve özlemleri içinde boğulmuş Rilke,ablasının kıyafetleri giydirilip  kız gibi yetiştirilince, zayıf ve ince ruhu nedeniyle bu durumdan fazlasıyla etkilenmiş ve annesini hiç sevememiştir.Başta kadınlar olmak üzere insanlarla iletişim kuramaz hale gelir ve kendini yine en iyi kendi cümlesiyle tanımlar:'Ben sevemem,annemi sevmedim de ondan..''

PERDE 2:DÖNÜŞÜM

''İkinci perdeye “Dönüşüm” denir.Sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. Hilenin sırrını arıyorsunuz ama bulamazsınız çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. Siz sırrı bilmek değil kandırılmak istiyorsunuz. Henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. Onu geri getirmeniz gerekir.''


Rilke annesi ve babası ayrıldıkran sonra ,annesinin yanında Viyana'ya gitmek zorunda kalır.Prag'ta aldığı edebiyat ve sanat tarihi eğitiminiden sonra ilk şiirleri yayımlanır.Daha sonra öğrenimini Münih ve Berlin'de sürdüren Rilke, Münih'te yaşayan kadın şair Lou Andreas Salome ile tanışır. Daha önceki yıllarda Nietzsche'nin aşık olduğu bu kadının- Rilke'nin sanatçı kişiliğinin gelişmesinde büyük rol oynadığı belirtilir. Salome ile birlikte 1897'de Berlin'e, 1898'de Floransa'ya bir yıl sonra da Rusya'ya giden yazar, Rusya'da Tolstoy tarafından karşılanıp dönemin ünlü ressamı Pasternak ile tanışınca büyük mutluluk duymuştur.  Rilke ,Salome'nin yakın dostu olan Freud'la tanışınca Freud onu tedavi etmeye kalkışır ve Salome Rilke'yi kaçırarak ,iki yıl sonra yine  Rusya'ya giderler.Ülkenin güney bölümünü de dolaşarak yeniden Tolstoy'la buluşur.Salome'nin aşkı ve saplantısıyla hayatını geçirmiş şaire, bu kez de Lou Salome psikanaliz yapmış, bunun sonucunda Rilke'nin saplantılarından kurtulduğuna fakat artık şiir yazamadığına tanık olmuş, sanat için Rilke'ye psikanaliz yapmaktan vazgeçmiştir. Bu geziden sonra ruh sağlığı bozulan yazarı terk edenler arasında Salome'de bulunmaktadır.
 
Ressam Heinrich Vogeler'in çağrısına uyan Rilke, Worpswede'ye yerleşir ve 1901 yılında bir heykeltraşla evlenir.Ancak bu evlilik sadece bir yıl devam eder. Boşanmasından bir süre sonra Auguste Rodin'in yaşamını yazmak amacıyla Paris'e gider. Camille'nin hikayesindeki ana karakter olan Rodin bahsettiğimiz.Bir süre sonra da Rodin'in özel sekreterliğini yapmaya başlar. Hem Paris'teki yaşamı hem de Rodin'in kişiliği Rilke'nin yaşamında adeta dönüm noktasını oluşturur.

Rilke'nin bir başka ilginç özelliği yazılarını ayakta sağ eliyle yazarken sol eliyle şarap kadehini tutmasıdır.Şarabı eserlerine içirmiştir sözümona.
Sihirbaz olağan bir nesneyi alıp  onu olağanüstü bir şeye dönüştürmüş olmalı.Hilenin sırrını arıyorsunuz ama bulamazsınız çünkü dikkatli bakmıyorsunuz.
 
PERDE 3:PRESTİJ

''Henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. Onu geri getirmeniz gerekir. İşte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur. İçlerinde en zorlusu. Bizlerin deyişiyle “Prestij“



Rilke bir gün,bir dostunun şatosu olan Muzot'da kalırken, Madame Eloui adında  güzel bir mısırlı kadın gelir şairi görmeye, şiirlerine tutkun bir kadın. Rilke çok sevinir ve ona gül toplamak için şatonun bahçesine gider.Gül koparırken eline gülün dikenleri batar.Günlerce geçmeyen ağrı artınca, doktora görünür ve ilerlemiş durumda kan kanseri olduğu anlaşılır.İki ay sonra da ölür.

 -Rainer Maria Rilke, bu gün Tanrı adına bu dünyaya veda edeceksiniz. Söyleyecek son bir sözünüz var mı?
- Abracadabra
Mezartaşına kendisinin özellikle hazırladığı şu mısralar yazılır:

"gül, ey saf çelişki, nice gözkapağının altında/hiç kimsenin uykusu olmamanın/ sevinci."

 

Artık alkışlayabilirsiniz,çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir,onu geri getirmelisiniz.Hala sırrı aramıyorsunuz,kandırılmak isteyip Rilke'nin mezarından çıkıp gelmesini bekliyorsunuz.100 yıl sonra hala tam karşınızdayken.200 yıl sonra...




Gül
ey saf çelişki
nice göz kapağının altında
hiç kimsenin uykusu olmamanın
sevinci...

Sen Daha Başından
Sen kollarıma asla gelmemiş sevgili, 
sen yitirilmiş olan daha başından, 
senin hangi şarkılar gider hoşuna 
hiç öğrenemedim. Vaz geçtim ben seni 
gelecek anın kabaran dalgaları içinde 
tanımaya çabalamaktan. içimdeki 
tüm uçsuz bucaksız imgeler çok uzaktaki 
derinliğine hissedilen peyzaj, 
şehirler, kuleler, köprüler ve patikaların tahmin- 
edimedik dönemeçleri 
ve şu bir vakitler nabzı tanrıların hayatıyla atan 
kudretli topraklar 
tümü, beni her zaman atlatan seni 
anlamlandırmak için içimden yükselirler. 

Sen, sevgili, daima hasretle seyrettiğim 
bahçelersin sen. Bir kır evinde 
açık bir pencere, ve sen daha yeni 
atmışsın adımını dışarı, dalgın düşünceli 
karşılamak için beni. 
Rast gele geçtiğim sokaklar, 
sen onlarda az önce yürümüş ve gözden kaybolmuşsun.  

Ve bazen, bir dükkanda, aynalar hala sersemlemiş
olurlardı senin orada bulunmuş olmandan, irkilmiş
geri verirlerdi benim çok ani hayalimi.
Kim bilir? belki de
aynı kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de
ayrı ayrı, dün akşam.

KAPANIŞ

Vaad-Dönüşüm-Prestij'i kendi hayatına uyarladığında sorularının büyük kısmını bulcaksındır.En fazla en yakın arkadaşının sevgilisine aşık olan adam ya da kadın olmuşsundur ama bu dönüşümün için yeterli olmayacaktır.Çünkü sen sihirbazın seni yok etmesini ama geri getirmemesini tercih edenlerdensin.Bundan yıllar sonra seni tanıyan son kişinin ölümüyle gerçek ölümün gerçekleşcek ve zaman içinde kimse yaşadığının farkında bile olmayacak.
İlk insanların yemek yediği kaplar bilim dünyasında heyecan yaratırken senin yemek yediğin kaplar geri dönüşüm bişeylerinde çoktan dönüşmüş olcaklardır.Ne parmak izin ne dudak leken.
Belki de inanılmaz resimler çizebiliyorsun.Tabiat canlılarının en sevdiği resimleri sen çiziyorsundur.Yağmur en çok senin çizdiğin kır evinin çatısına yağarken,çizdiğin evin içindeki insanlar çatıdan akan yağlı boyada boğularak ölcekler defalarca.Halbuki sen tarihin gördüğü en büyük ressam olabilirdin,yazar,şair,düşünür.Birileri senden önce yapmasaydı. 

Neandertallerinlerin cinsel hayatı senin çok değerli düşüncelerinin çok çok üstünde olmalı.Buraya kadar okuduysan fazla geç kalmadan sayfayı kapat ve o sevdiğin diziyi izlemeye devam et.Öncesinde karikatürü biraz zorlanarakta okusan,denemeni tavsiye ederim 15 kareye sığdırabilirsin sende hayatını sanırım.


Hayatının ortalama özetini Yiğit Özgür'ün bir kereleliğine çizdiği ''Sandıkiçi'de bulmanı bekliyorum.Biraz büyüterek okursan fena olmaz..

3 yorum:

  1. mükemmel olmuş, sanırım daha başka bir şey söyleyemeyeceğim üzerine.

    YanıtlaSil
  2. arcoiris'e katılıyorum..

    YanıtlaSil
  3. ben de teşekkürlerimi sunuyorum öyleyse..

    YanıtlaSil