27 Kasım 2012 Salı

Yabancı


Geçenlerde karşıma nerden çıktığını henüz kestiremediğim yazılarıma rastladım,şöyle 5-6 yıl öncesinin.Tek kelimesini hatırlamıyodum ama ben yazmış gibi hissettim okuyunca.Öyle olmaz mı çoğu zaman.Geçmişte bıraktığınız bir yaşam,artık size ait değildir.
Sonra kitaplar okursunuz,kendiniz yazmış gibi hissedersiniz.Öyle 5-6 yıl öncesine ait de değil üstelik,belki yüzyıllar öncesine aittir.Ölümsüz olduğunuz aklınıza gelir.Ya da yüzyıllar önce doğmuşsunuzdur,yaşamışsınızdır,yazmışsınızdır,ölmüşsünüzdür,unutmuşsunuzdur ve yeniden doğmuşsunuzdur.Yıllar önce adınız Oğuz Atay’dır ve şunları yazmışsınızdır:
‘Üç çeşit meslek varmış;mühendislik,doktorluk bir de hukukçuluk.Ben ressam olmak istiyordum.Babam böyle bir meslek olmadığını söyledi.Prens Paradoks’tan bahsetsem kim bilir ne der?Belki şimdi sizin yanınızda Dorian Gray’lik yaparım bir süre.Sonra beni Lord Henry’liğe terfi ettirirsiniz.Masrafı neyse veririm.Fakat bir sıfatla başlamak istiyorum.Bu çocuk ilerde büyük adam olcak gibi ne olduğu belirsiz bir tanımla değil…’
 Camus olmuşsunuzdur insanlar sizin hayatınızı tayin ettiğinde,sözünüz yoktur,yalnızca kendi kendinizi izliyormuş hissine kapılırsınız; 'yani bu işin benim dışımda görülüyor gibi bir hali vardı. Her şey, ben karıştırılmaksızın olup bitiyordu, kaderim bana sorulmadan tayin olunuyordu.'
 Bir gün Kafka,Pavase ya da Pessoa olmuşsunuzdur.Hatta yazdıklarınızla karşılaşmadıkça kim olduğunuzu bile hatırlamışsınızdır ama yazılmıştır onlar,siz bulsanız da bulmasınız da.Kendinize söylemeye cesaret edemeyeceğiniz şeyleri yazmışsınızdır Svevo olup: 'Düşündüğümde,kendimden ve geleceğimden umut kesmek için babamın ölümünü beklemiş olmam bana öylesine garip geliyor ki,şaşıp duruyorum..
 5 yıl önce ya da 500 yıl önce yazmanız bir şeyi değiştirmez.Yazdığınız her şey olduğunuz değil olamadıklarınızdır.Olamadığınız kişilerdir.Aslında siz aynı kişisinizdir hep,adınızın önemi yoktur.

Fırsat verilseydi ben,’ben’ olabilirdim.