21 Mayıs 2011 Cumartesi

Saplantı

"İnsanların birbirlerine aşıkken gündelik hayatlarına devam etmelerini anlayamıyordum.Böylesi bir hareket bana ihanet gibi geliyordu.Kötü sahnelenmiş bir piyes gibi.Sanki bir insana değil de bir koltuğa aşık olunuyormuş gibi!Ben gece gündüz hissettiklerimi,kızı,birlikte neler yapabileceğimizi,ona neler anlatabileceğimi düşünürdüm.Düşünmediğim zamanlarda da bunları gerçekleştiriyor olurdum.Belki de obsesif kişiliğimden kaynaklanan bir tavırdı.Tabii korkup kaçan onlarca kız oldu böyle davrandığım için.O kadar kolay hayatımı onlarla doldurabiliyordum ki mönüdeki tatlıdan çok,tek başına ve sürekli yenilen bir ana yemek oluyorlardı.Soruyorlardı bazen.

"Benimle değilken ne yapıyorsun?" İlk önceleri utanıyordum, "hiçbir şey" demeye.Sonra açıkça söylemeye başladım.
"Ben hiçbir şey yapmıyorum.Bazen sen farkına varmadan evini gözetliyorum.Seni takip ediyorum.Buluşma yerimize sabahtan gelip dokuz saat bankta oturarak seni bekliyorum..." gibi itiraflarda bulunmaya başladım.Gözlerindeki o dehşeti hala anımsayabiliyorum.İçlerini büyük bir korku kaplardı itiraflarımı duymaya başlayınca.Karşılarında tanıdıkları sandıkları adamın,sokakta yanlarından geçen herhangi biri kadar deli olma ihtimalinin farkına varırlardı.Aşkın,sevginin,ilişkinin ya da adı her neyse kontrolden çıkması genellikle buğulu gözlerle söylenen "Görüşmesek daha iyi olur..." sözleriyle noktalanırdı..
Aşık oldukları halde okullarına,işlerine giden,sanki hiçbir şey değişmemiş gibi davranan insanlardan hep iğrenmişimdir.Midemi bulandırır vasat sevgililer..'' 
(H.Günday-Kinyas ve Kayra)


Böylesine ütopik bir aşk nasıl mümkün olabilirdi?Kayra'nın  bunları yazarken haklı olduğu tek gerçek vardı.Bunların hepsi obsesif kişiliğinden kaynaklıydı. Nasıl olurda şu anda herhangi birine hissettiğin ve adına aşk dediğin şeyi altı ay sonra bir başkasına hissedip onun da adına aşk diyebilirdin ?Farklı kişilere aynı şeyler hissetmenin ne anlamı olabilirdi ? Aşkı özel kılan şey neydi? Bedeninde verdiği o ispatlanmış kimyasal formülü mü? O zaman bazı gerçeklerin farkına varman gerekir sevgili okur:
Aşık olduğun kişi beş dakikalığına telefonuna cevap vermediğinde, içine sürüklendiğin paranoya ve tatile çıktıktan beş dakika sonra arabadayken -acaba kapıyı kilitledim mi? paranoyası seni aynı tür kimyasal formüle ulaştırandır.Adı Saplantı olan.
Deliler gibi çalışıp her haltını bildiğin dersin sınavına girerken,tüm soruları doğru cevaplayıp tam not alcağını bildiğin halde kağıdını verene kadar defalarca kontrol edenlerden değil misin yoksa?Sınıftan çıktıktan sonra kafanda hala acabalarla çarpışan da...Ben de öyle tahmin ediyordum.

Saplantılarınızdan kurtulmak adına siz en iyisi tatile çıkarken kapıyı söküp gidin,yazın çadırda falan kalırken fermuarı çekmeden uyuyun,böylece acaba sinekler beni yer mi diye uykunuz heba olmayacaktır.Sürekli grip olmaya özen gösterin ki eyvah grip olcam telaşına kapılmayın.Deliler gibi çalışıp sınavlara girmeyin ki,üzerinde kafa patlatcak şeyleriniz olmasın.Şeffaf çakmaklardaki iki bölmeye ayrılmış olan gazı eşitlemekle zaman harcamak yerine kibrit falan kullanın.Otobüste siz ayakta iken hemen karşınızda oturduğu yerden kalkan, seri katil hayalleri kurduğunuz kişinin yerine oturmak yerine inip onu takip edin.İnanın bunlar daha heyecan verici olaylar...
Bende tvnin karşısına geçip sürekli kayan altyazıları okuyayım madem öyle...Hele bir de Cnbc-e ekonomi bültenine denk gelmişsem değmeyin keyfime.Clockwork Orange -Alex gözleri, soğuması muhtemel sütlü nescafe ve kayan yazılar bana aşkın saplantılarından farksız gelmekte...Diyeceğim o ki;aşk o kadarda özel birşey değil,zaten dikkatli bakarsınız kimse sizi aşık edemez kendine,siz olursunuz bişekilde ya da olmak istersiniz.Doğum lekemiz saplantılarımız olmasa hayat ne sıkıcı olurdu halbuki...

Hangi ünlü kişinin söylediğini hatırlayamadım,bakmaya da üşendim açıkçası ama belki saplantınıza saplantı eklemesi açısından önemli olabilir:''Mükemmel aşkı aramak yerine,mükemmel aşkı yaratmalı.'' Hadi bakalım...

Son olarak Kayra sana söylemek istediğim;Koltuğa değil de kapılara aşığız sanırım.Ben bunu çıkardım yazdıklarımdan.Sallanan koltuklar da güzeldir ama hakkını vermek lazım.

                                                          Ne eğlenceli şarkıdır bu yahu

5 yorum:

  1. gece gece saplantılarımı uyandırdı bu yazı, bi merhaba diyin ehe. haklısın aşk tamamiyle saplantı.ama diğer saplantılardan farklı bazen, bilmiyorum.herhangi bi insana olabilecekken "o"na oluyor, bu seçim rastgele olmamalı.yani bazen olabilir ama bazen de rastgele olmuyor.neyse çok konuştum aslında şunu dicektim çok güzel bi yazıydı gerçekten.

    YanıtlaSil
  2. o zaman içini rahatlatcak bişey söyliyim ''o'' seçim rastgele değil..belirli kriterleri var bana kalırsa.yakında onla ilgili de bişeyler yazarım, hele birde bu evden taşınıp daha uzak yerlere gidersek ;özetle ev-okul yürüme mesafesi artarsa daha ne gereksiz şeyler düşünüp daha ne gereksiz şeyler yazarım ben bile bilmiyorum:)

    bi merhaba dedik sana marslı bi kız:)

    YanıtlaSil
  3. :)
    merhabalar!
    yazıların gizem dolu,
    beğendim...
    seve seve izliyorum sizi...
    bende sizi bekliyorum sayfama...
    sağlıkla kalın...

    YanıtlaSil
  4. merhabalar ve teşekkürler:)

    ailesinden uzun süredir uzak yaşayan biri için yemek blogları takip etmek biraz can sıkıcı.hele ki o fotoğrafları görünce:/ neyse bu tabumu yıkıyorum.yemek yapma olayına iyice sardığım şu günlerde iyi olcaktır:)

    YanıtlaSil
  5. bakın şimdi üzüldüm işte:)
    kolay yemeklerimden denemek istersiniz belki acil durumlarda...:)
    teşekkürler güzel ziyaretiniz için...
    :)

    YanıtlaSil