Sabahın köründe hiçbir amacı olmadan yürüdünüz mü ? Sahil boyu, spor olsun diye değil ya da hava almak için değil, sadece yürümek için. Bişeylerden kaçar gibi veya bişeyleri yakalamak istermiş gibi üstelik hiçbirşey yokken ortada. Yanınızdan geçen emekli insanlar, tombul ama sempatikler, sevgililer, tinerciler, hepsinin bi hikayesi bi amacı varmış da sanki bu dünyada piç gibi kalan bi sizmişsiniz gibi olmadı mı size hiç ? Olmadıysa eğer çok şanssızsınız şimdiden söyleyeyim, akvaryum seyreder gibi insanları seyretmek akvaryumun dışında nefes alamadığınızı anlayana kadar gayet keyifli, akvaryumun dışında nefes alamadığınızı anlayana kadar...
Amaçsızsınız, üstelik muhtemelen o kadar yürüdükten sonra terli, he birde unutmadan hüzünlü. Hüzün ki ne lanet ama sevimi bi duygudur bi türlü düşmez yakamızdan.Boş kaldığımız her an hüzünlenebiliriz, severiz kendilerini. Tam en aptal, dibe vurmuş zamanda güneşin doğuşunu ya da batışının çarşaf gibi denizin el ele ilham veren sevgililerin hatta durup dururken omzunuza dokunup nasihat veren emekli hayat bilgisi öğretmenlerinin olduğu amerikan filmi sahneleri var ya heh işte onlar sittin sene olmaz. Dibe vurmak iyidir zaten, hani o daha fazla düşemezsin geyiği yalandır ona hiç girmiyorum ama ben dibini görmeyen ... neslinden bi adamım merak ederim dibini. Henüz hayata dair o abilerin söylediği ne gördün ki yi görmemiş olsam da, yürürken düşünecek kadar yaşamışlığım ve o kadar yaşım var. Ki zaten insanın en acımazsız hali kendine kızdığı andır, başkasına böyle zulmedemezsin, en azından ben edemem. Yürümek herhangi bir sebeple başlamaz, yürürken sebep size yetişir. Sevgilimden ayrılmış olabilirim zaten hiçbirinden ayrılmasaydım şu anda bikaç tane olurdu, annemi babamı kızdırmış olabilirim ebeveyn kafasından hiç anlamam önceden olduğu gibi, ya da işten atılmış ki mutlaka ben istifa etmişimdir kimse beni atamaz..
Aslında bunların hiçbiri yürümek için bahane değildir, aslolan kendimize olan kızgınlığımız dedim ya en acımasızı. Kafamızı duvara, kaldırıma ya da kendimizi birine dövdürtmek yerine yürürüz işte." Yürüdükçe rahatlıyorum dertlerimden uzaklaşıyorum, oh 2 km yürüdüm içime bi rahatlık doldu" triplerine kolumu göstererek doğrusunu söylüyorum, yürüdükçe insan kendine gömülür yürürken kankasıyla dedikodu yapmadıkça. Dertlerinizden uzaklaşmak yerine onlara yürürsünüz, yakınlaşırsınız, kendinize göre nelerle mücadele ettiğinizi görürsünüz. Hala ayaktasınız yürüyorsunuz, işte bunu farkettiğinizde mutlaka bu şarkı çalar...
Amaçsızsınız, üstelik muhtemelen o kadar yürüdükten sonra terli, he birde unutmadan hüzünlü. Hüzün ki ne lanet ama sevimi bi duygudur bi türlü düşmez yakamızdan.Boş kaldığımız her an hüzünlenebiliriz, severiz kendilerini. Tam en aptal, dibe vurmuş zamanda güneşin doğuşunu ya da batışının çarşaf gibi denizin el ele ilham veren sevgililerin hatta durup dururken omzunuza dokunup nasihat veren emekli hayat bilgisi öğretmenlerinin olduğu amerikan filmi sahneleri var ya heh işte onlar sittin sene olmaz. Dibe vurmak iyidir zaten, hani o daha fazla düşemezsin geyiği yalandır ona hiç girmiyorum ama ben dibini görmeyen ... neslinden bi adamım merak ederim dibini. Henüz hayata dair o abilerin söylediği ne gördün ki yi görmemiş olsam da, yürürken düşünecek kadar yaşamışlığım ve o kadar yaşım var. Ki zaten insanın en acımazsız hali kendine kızdığı andır, başkasına böyle zulmedemezsin, en azından ben edemem. Yürümek herhangi bir sebeple başlamaz, yürürken sebep size yetişir. Sevgilimden ayrılmış olabilirim zaten hiçbirinden ayrılmasaydım şu anda bikaç tane olurdu, annemi babamı kızdırmış olabilirim ebeveyn kafasından hiç anlamam önceden olduğu gibi, ya da işten atılmış ki mutlaka ben istifa etmişimdir kimse beni atamaz..
Aslında bunların hiçbiri yürümek için bahane değildir, aslolan kendimize olan kızgınlığımız dedim ya en acımasızı. Kafamızı duvara, kaldırıma ya da kendimizi birine dövdürtmek yerine yürürüz işte." Yürüdükçe rahatlıyorum dertlerimden uzaklaşıyorum, oh 2 km yürüdüm içime bi rahatlık doldu" triplerine kolumu göstererek doğrusunu söylüyorum, yürüdükçe insan kendine gömülür yürürken kankasıyla dedikodu yapmadıkça. Dertlerinizden uzaklaşmak yerine onlara yürürsünüz, yakınlaşırsınız, kendinize göre nelerle mücadele ettiğinizi görürsünüz. Hala ayaktasınız yürüyorsunuz, işte bunu farkettiğinizde mutlaka bu şarkı çalar...
Aynen böyle yürüdüm.Mesafenin attığı dayaklara sessiz. Tuhaf bir sessizlik:Ben'lerle dolu.İçimizden daima kentler geçmez, trenler geçmez, sirenler geçmez, hikayeler geçmez. Bazen sesten bir borudur yol, dardır; içinden geçerken burnunu sürtmek, kanamak iyi gelir. bazen bir şiir teskin edeceğine delirtir; bu da gerekir.
YanıtlaSil"bir adım attığım yerde
ne vardı ki
gitmemle kayboldu
her adımımda
sonsuz ben'leri koyuyorum
boşluğa
ve yine ben dolmuyorum
geçip gittiğim yerlerden
iç içe
öne
ve arkaya bakan
bir sürü
ben
ler
koymuşumdur
eskileri çocuk
şimdikiler ihtiyar"
Adımlar'da böyle demiş şairin biri.
Yolunuza devam...
bu şarkıyı günlerdir söylüyorum ağzıma çok takıldı özellikle de banyoda aklıma geliyor ne hikmetse.Ben yürümeyi spor olsun diye yaparım anca sinirlendiğimde veya kızdığımda hiç dışarı çıkasım gelmedi.Bir ara sabahları hep aynı saatte kalkacağım bundan sonra teeee bilmem nereye kadar yürüyüp geri döneceğim dedim hatta saat bile kurdum olmadı.Bunun formülünü bana da verin ben de yürüyebileyim :(
YanıtlaSilHaklısın, yürüdükçe artar yollar, dertlerle birlikte. Hiç aklında yokken bin tane hüzün üşüşür başına. Ben olmadığında kendime hüzünlü bi senaryo uydururum hatta, o derece de hüzün-severim. Öyle işte, güzel yazmışsın.
YanıtlaSil-Sabahın köründe hiçbir amacı olmadan yürüdünüz mü ?
YanıtlaSilSIKÇA
amaçsız olan yazılar iyi oluyo sonunda böyle güzel şarkılar oluyor
YanıtlaSil@ Nomen : Teşekkür ederim, Asaf Halet' in sayende geçmesi ayrı bi güzel olmuş
YanıtlaSil@ D.Tasarımcısı : Bi ara formülü de yazarım o değil de banyoda nası aklına geliyo, banyo, umut :)) bu arada kullanıcı ismi de şahaneymiş
@ Luna : Hüzün pistir ya, alışkanlık yapar hatta sırf bu yüzden kendini yalnızlaştırdığın olur. Daha olmadıysa hemen bi doktora başvurup kurtul bu illetten.
@ içimnden şehirler geçiyor : Yürümek iyidir ama çok sık tekrarlama zayıflarsın :P şaka bi tarafa eğer seni sık sık yürüten bi sıkıntın varsa umarım yakın zamanda kurtulursun
@ Mia : şarkıyı yazıyı kurtarsın diye koydum zaten, blog taktikleri, yeni yeni öğreniyorum .P
Tekrar teşekkür ederim, cevaplar biraz geç oldu ve ben bu cvpları yazarken acaip neşeli bi şarkı diniyodum pek içine giremedim kusura bakmayın artık .)
"hepsinin bi hikayesi bi amacı varmış da sanki bu dünyada piç gibi kalan bi sizmişsiniz gibi olmadı mı size hiç ?"
YanıtlaSilKalabalığın içinde yürürken adım çağrılmışcasına dönüp bakar gibi arkama- yaklaştım ekrana.
-efendim?
-yok bişi,devam et.
şaşkınlık? hem de nasıl...