26

 Iggy Pop - The Passenger by fakesunandsmile 


Aslında herşey bir gazetenin arkasında yer alan küçük bir davetle başlamıştı.O günün gecesinde ''göktaşı yağmuru'' vardı ve üniversite; bu göktaşı yağmurunu dev teleskopla gözlemlemek isteyenleri davet ediyordu Ulupınar gözlemevine.Bir sonraki göktaşı yağmurunun 150 yıl sonra gerçekleşcek olması içimize iyiden iyiye oturmuştu.Bilirsiniz hep böyle derler ama 3 ay sonra yine göktaşı yağmuru gerçekleşir.Hani 150 yıl sonraydı diye sorarsınız,bu başka galaksinin yağmuru falan diyip sıyrılırlar işin içinden.Cümleler; içinizde hep bir yarım kalmışlık hissi oluşturmak için kurulur zaten.


Bu fırsatı kaçıramazdık ve Star Wars Clone Savaşları sahneleri izlemenin hayaliyle yola çıkmıştık akşamüstü.Zihnimi Henry Miller'ın "Örnegin, ay gibi ölü bir gezegene ulaşma düşüncesi insanlara, dünya üzerindeki diger insanlarla iletişim kurma düşüncesinden daha heyecan verici gelmektedir.Dünyayı kurtarmak, hatta kendi kendimizi kurtarmak bizi ilgilendirmiyor; bizi ilgilendiren bu gezegenden kaçmak.Bize sundugu vaadi yitirinceye kadar yeryüzünü kuruttuk."cümlesi kurcalarken;
Radyoda ;

''I am a passenger
And I ride and I ride
I ride through the cits'y backside
I see the stars come out of the sky''

şarkısı çalıyordu demek isterdim ama arabada radyo olup olmadığını hatırlayamayacak kadar hayal dünyasına dalmıştım.Yaklaşık yarım saatlik bir tırmanmanın ardından Çanakkale'yi tamamen gören  tepedeki bir düzlüğe varmıştık.Dev teleskop kadar ilgi çeken şeyler de vardı etrafta.Sadece ağustos böceği sesleri,gözlemevinin bahçesine ekilmiş domates,biber gibi orada bir yaşamın olduğuna dair belirtiler...Hepsinden öte uzanıp gökyüzünden birkaç yıldız koysanız cebinize  en fazla hırsızlık yaptığınız için suçlanırdınız.
Havanın kararmasıyla  düşlerimiz de kararmıştı karşı evi zor görebilceğiniz ,genelde sahillere kurulan uyduruk  sokak teleskopu kurulunca.Sıraya girmek yerine yere uzanıp ardı ardına kayan yıldızları çıplak gözle izlemek daha iyi bir seçim gelmişti şüphesiz.
Şansıma küfürler yağdırırken aradan bir yetkili kendi imkanlarıyla gökyüzünden niteliksiz bilgiler vermekteydi o sırada.
-Şu anda şu gördüğünüz yıldızın görüntüsü aslında 26 yıl öncesine ait.Başka bir deyişle bu yıldızın ışığının dünyamıza ulaşması tam 26 yıl sürüyor.
Epey şaşırmıştım,şaşırmıştık.Aslında ben de 26 yıl birkaç saat önce doğmuştum ve size şu andaki görüntümün ulaşması tam 26 yıl sürmüştü.Buna hiçbirimiz şaşırmadık.Bu açıdan baktığınızda pek bir fark yoktu oysaki.
Her yazının bir anafikri olmalı düşüncesiyle;bir gün karşılaşırsak size jupiteri elimle gösterebilirim.Karşılamazsak gökyüzündeki en parlak ve en büyük yıldızmış kendisi öyle bulabilirsiniz belki.Ayrıca bir gün gazetede ''bu gece göktaşı yağmuru'' var haberi okursanız,şehrin ışıklarından uzak gökyüzünü izleyebilceğiniz bir yere gidin derim,sayısız yıldız kayması izlemeniz yüksek ihtimalli.
Son olarak tam 1 yıl önce bugün ilk yazımızı yazmışız bloga.Bizi izleyen,okuyan ve yorum yapan herkese ama öncesince buraya yazmamıza bir şekilde sebep olmuş Labirentte Huzur'a teşekkürü borç biliriz...