11 Nisan 2012 Çarşamba

Koş Forrest Koş

Forrest'ın , yazıdan 3 gün sonra gönderdiği fotoğraf
Saat 5 olmuş.Gecenin bu kör saatinde,neredeyse sabah olcakken uyku tutmayaşının tek sebebi bir öküz kadar cesur olamayışım desem bana ne tepki verirdiniz bilmiyorum.Durun baştan anlatayım.Küçük bir çocukken kurban bayramlarında sabah en erken ben ve mahalle arkadaşlarım uyanırdık.Sadistlik olarak algılamayın,sadece küçük çocuk merakı vardı hepimizde.Kesilecek tüm hayvanları teker teker dolaşır,bir çoğuyla duygusal bağ kurar ,sonra da beklenen anı izlerdik sırasıyla.Fakat bir bayram sabahı hepsinden farklı olaylar silsilesi gelişmişti.Arkadaşlarımdan biri,kesilecek hayvanla  duyguysal bağ işini biraz abartmış olcak ki elindeki dondurmadan hayvana da yedirtmişti belki de idam mahkumlarının son isteğini yerine getirircesine.Dondurmayı yiyen Forrest'ın -ona şimdi hepinizin huzurunda Forrest adını koymuş bulunuyorum-dudaklarından şu sözler dökülüvermişti: Toplum sen çılgın bir türsün,yapayalnız değil bensiz olmanı ümit ederim.
Sonrasında  hepimizin şaşkın ve korku dolu bakışları arasında delirip ipini koparmıştı.Çılgınca bir koşu ve özgürlük...Gerçekten bu saatte hayatımda şu anda en çok merak ettiğim şey bu kaçışın sebebiydi.Sanırım Forrest; geçmiş yaşamını da göz önüne alarak,hayatta tadılacak çok şeyin var olduğunu,en azından daha çok dondurma yeme hayaliyle şu anda ölmesinin yanlış olacağını hissetmiş olmalı.


Bunları gece gece düşünmeme asıl sebep olan ise, daha önceden okuduğum,şimdi bu gece uyumaya çalışmadan önce tekrar okuduğum bir arka kapak yazısı.Hayatımı baştan aşağı gözden geçirmeye yetecek kadar etkili ki geçmişimde silinmeye yüz tutmuş bu hazin anıyı bulup bu saatte karşıma çıkararak uykumu mahvetmeye yetti.Peki neymiş bu kelimeler:


“…Birbirimizi yeniden görene değin aradan çok uzun zaman geçebilir. Ama Alaska’dan tek parça dönebilirsem , benden haber alacağına emin olabilirsin. Sana önerdiğim şeyi tekrarlamak istiyorum; yaşam tarzında köklü bir değişiklik yapmalı, daha önce hiç duymadığın ya da yapmakta kararsız kaldığın türden şeylerin tamamını yapmaya başlamalısın. Çoğu insan onları mutsuz eden koşullarda yaşıyor ve gene de bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmıyorlar. Çünkü güvenli, rahat, rutin bir hayata koşullanmış durumdalar. Tüm bunlar huzur veriyor gibi görünse de insanın içindeki maceracı ruh için kesin olarak belirlenmiş bir gelecekten daha yıkıcı bir şey düşünemiyorum. İnsanın yaşama arzusunun özünde macera tutkusu yer alır. Yaşamın keyfi yeni deneyimlerde yatar, bu yüzden sürekli değişen bir ufuktan daha büyük keyif olamaz, her yeni gün yepyeni bir güneşin altında doğabilir.”
''YAŞADIĞIM BU HAYAT BENİM SEÇİMİM.''


Sonra aklıma Kinyas'ın Yolu geliyor.Üzülüyorum.Ve diyorum ki kendi kendime,ya herşeyin anlamına vardığımda ya da bulduğumda çok geç olursa,Kinyas gibi , Kayra gibi değil.Hepimiz maceracı ruha sahip olalım,herşeyi arkamızda bırakıp bu tür heyecanlara yönelelim demiyorum.Yarın sabah uyandığımızda seçimlerimiz için geç kalmış olursak...Bir filmde geçtiği üzere:"Henüz vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor ve bugün gülümseyen bu çiçek yarın ölüyor olabilir."


Öyle zannediyorum ki Forrest en mutlu anlarını,tamamen özgür olduğu o kaçış anında yaşamıştır.Forrest'ın hazin sonunu bilsem de ben onu; sürekli değişen bir ufukta,her yeni gün yepyeni bir güneşin altında dondurma yerken hayal ederek uyumak istiyorum bu gece.

Bu da Forrest için.

4 yorum:

  1. forrest'in gönderdiği fotoğraf müthiş :)))
    demek ki neymiş her yeni gün yepyeni bir güneşin altında doğabilirmiş... bende buna inanıp uyumak istiyorum bu gece

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet evet benim öyle güzel fotoğrafım yok:)
      her yeni gün yepyeni bir güneşin altında doğacak ana fikriyle uyumaya çalışınca güneşin doğuşunu pencereden izliyosun benden söylemesi:)

      Sil
    2. evet ona uyuyamamak diyorlar :D tecrübeyle sabitdir

      Sil
    3. tecrübelerin en kötüsü:D

      Sil