26 Ekim 2011 Çarşamba

Zaman kadavraları

          Farkındayım iyice tembel yazarlardan olduk ama hak verirsiniz sanırım insanın yazası gelmiyor bir türlü bu koşullarda. Ne anlatacaksın ki gülünçlü bir anı mı yoksa hayatın ne kadar ince bir hastalık kadar ince olduğunu mu birileri can çekişirken. Bu yüzden bu yazıda hata bulursanız affola.. 
        
        Vakit daralıyor ki huyudur daraldıkça klostrofobimi azdırır. Zamanında biri söylemişti her insan kıyametini kendi içinde bulacak diye tabi o zaman buna gülüp geçecek kadar genctim. O kadar gençtim ki sigara daha ağzıma yakışmıyordu, kendimden büyük cümleleri iki kere düşünmüyordum henüz ve her gece eve vakitlice gelmem emrolunuyordu. Köşe başlarında sigara içme eşkiyalığını eve giderken nane yeme hanımevlatlığıyla nötüralize ettiğim zamanlardı. Kim demişti hatırlamıyorum işte her insan kıyametini kendi içinde bulacak diye. Nasıl olur da insan kendini kahredecek şeyi kendi içinde taşır, neden taşır. Ne olduğunu bilerek üstelik, kabullenerek devam eder. Ne kadar saçma ! İçimden tekrarlayıp dışımdan gülüyordum, gençtim.  
        
          O zamanlar anlamsız gelen birçok şey yaş ile anlamlanıyormuş bunu da öğrendim geçen süre içinde. İnsanların organlardan arta kalan boşluklarda içinde kaç şeytan kaç melek taşıyabileceğini, en uzun mesafe için iki kişinin bile olmamasi gerektiğini tek başına o uzun mesafeyi yaratabileceğini kendine. Başkaları kıyametini yaşarken nası görmezden geldiğini, kendi kıyametini bile bile yeni doğmuş bebek gibi dünyanın ninnisini söyleyerek içinde itinayla taşıdığını. Daha neler öğreneceğimi merak ettiğimi. Korkuyorum bazen ya hala bazı şeyler için gençsem diye...


       Erittiğimiz her yaş haklı çıkarıyor zaman kadavralarını...

5 yorum:

  1. Haklı çıkarıyor zaman kadavralarını ve mezarlıklar inşası ömrümüz; içine gömüldüğümüz ya da içimize gömülen.

    Ne fark eder; canlı olmanın ölüm teşbihi.

    Birden çok duygu durumuna aynı anda denk düşen, çok içselleştirerek okunabilecek bir yazı.

    Elinize sağlık!

    YanıtlaSil
  2. mavi ile yazılmış bir devamı yazısı aradım. devamı olsun çok istedim.
    neler için hala genç insan neler için artık olgun.
    neler için ham, pişmiş ya da yanmış yani başka bir değişle. bunları söyleyiver istedim. bunları anlamanın bir yolunu bulmuş ve bir blog yazısında fısıldamış ol istedim.

    insan hangi manifestolarını biraz daha büyüyünce parçalamak ya da kahkahalarla gülmek isteyecek? ya da sadece acıyacak toyluğuna?

    YanıtlaSil
  3. Nomen : Teşekkür ederim

    Kırmızı : ben de çok isterdim o söylediklerini yapmayı, elime çakılacak çivilerin zamanını geçtim en azından kaçlık olacağını ama işte malesef..

    YanıtlaSil
  4. Benim için o zamanlar anlamlı gelen şeyler yaşla anlamsızlaşıyor. Bu işte bir terslik var. Yaşlandıkça gençleşiyor olmalıyım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öyle bi olayın varsa ne kadar güzel :) ben o zamanlar anlamlı gelen şeylerin şimdi farkında değilim belki hala anlamlıdır da benim başım kalabalıklaşmıştır

      Sil