23 Ağustos 2012 Perşembe

Bisiklet Mafyası

        Ramazan ve bayramı günleri tersten yaşayarak geçiren bu şahıstan hepinize selamlar blog ahalisi, günleri tersten yaşayınca insan yazı yazacak enerji de kalmıyor haliyle. Bu nedenden dolayıdır ki blogumuz bu ara sessizdi bundan sonra eski haline döner diye umuyorum. - Konuya bir türlü giremeyen yazar işkencesi yaşıyorum şu anda - . Hazır lafı geçmişken okuyucu, blog olarak geçmiş bayramını kutluyor, geçmiş bayramlarından öpüyoruz. Çünkü nerde o eski bayramlar azizim ! Bu sene hiçbir velet kapıyı vurmadı mesela, elimde şekerle ne kadar da heyecanlı bekliyordum oysa. Çocuklar gelecek, kapıyı vuracak hepsine şeker dağıtıp içlerinden en asosyal olana diğerlerinden fazla verirdim her sene ama bu sene ne gelen var ne giden !



Bizim çocukluğumuzda öylemiydi ! Gerçi ben küçükken daha asosyal ve çekingen olduğum için hiç kapı vurup şeker toplamadım ama çok özenirdim. Gelen çocuklar hep mahalle arkadaşlarımız olduğu için medeni cesaretinden dolayı kutlardım " Nası yapıyosunuz lan, kapıyı nası vuruyosunuz yavaş mı yoksa zilemi basıyorsunuz aman Tanrım ! " gibi. Hatta şeker yerine harçlık verenleri duydukça şaşkınlığım zirve yapardı. Çocukluk dönemimde şaşkınlığımı zirve yaptıran şeylerden biri de iki tekerlekli bisiklet süren yaşıtlarımdı. Bütün tayfa duvarın üstüne oturup içimizden iki teker bisiklet süreni izlediğimizi falan hatırlıyorum. Tabi biz o zamanlar yer yer 3 yer yer 4 tekerlekli bisikletlerle dengemizi zor sağlarken mahallenin abilerinin iki tekerlekli bisikletleri şimdinin ferrarisi gibi geliyordu gözümüze. Zamanla, ömrü boyunca uçacaksan ya kanatların olacak ya yüksekten atlayıp düşene kadar tatmin olacaksın felsefesini benimsemiş ben, 4 tekerlekli bisikletimin yan tekerlerini uzay mekiğinden ayrılan parçalar edasıyla geride bırakarak iki tekerlekliye terfi ettim. Hüzünlü vedalaşmalar sonunda acı getirir, öyle de oldu , dizlerim dirseklerim hatta kafamı patlatmışlığım var o vedalar sonucu. Ama o bisikleti artık sürüyor olabilmenin keyfine, bisikletin üzerinde yapabildiğin kadar hız yapıp rüzgarın saçlarına, yüzüne çarpmasının verdiği hazza, kendini artık daha özgür ve çocuk aklıyla uzakları daha yakın hissetmenin özgüvenine kesinlikle değerdi.


Bütün tayfa bisikletlerimi artık ehlileştirdikten sonra grup olarak gezmeler başladı, önce site içinde sonra mahalle içinde sonrada üst ve alt mahallelerde. Sadece gezmek yetmedi belli bir zaman sonra, bisikletlerle birbimize çarparak durdurma kaidesiyle ebeleme oyunları, hırsız polisler hatta mahallenin parkında bisikletlerle terör estirmeler. Belli bir zaman sonra bisikletli mafyalara dönüşmüş mahallenin tozunu attırıyorduk ki diğer tutkumuz olan futbol geldi aklımıza. O vakit millet atla top oynuyorsa biz de bisikletlerle oynarız arkadaş ! dedik ve yaptık. Hareket kabiliyetinin kısıtlılığından dolayı çok tutmasa da çocukken beyzbol oynamayı da denemiş bir tayfa olarak yeniliğe açık olduğumuzu gösterdik cümle aleme. Çocukluktan gençliğe geldiğimizde artık sınırları aşmanın, kabuğumuzdan çıkmanın vaktinin geldiğini anladık ve düştük yollara. Aslına bakarsan okuyucu şimdi bile maçamın yemeyeceği yollar yaptık, neredeyse İstanbul'un anadolu yakasını bir uçtan bir uca gezdik. Mahalle abilerinin artık arabaları vardı, bizim hala bisikletimiz çünkü bisiklet bizim için araç değil amaç hatta çocukluğumuzdan kalma eski bir dostumuzdu. O nedenledir ki şimdi, çok önemli bir yere gidecekte olsak üstümüzün başımızın batacağını ellerimizin yağlanacağını düşünmeden bisikletinin zinciri atmış, lastiği patlamış çaresiz bi çocuğa yardım etmek dünyanın en keyifli işi gelir. Çünkü bu araba devrinde bisiklet sürmenin özgürlüğünü, rüzgarı arkana alıp kahkahalarla, sevdiğin insanlarla yol yapmanın hazzını biliyoruz.


Aman azizim anlatıyorsun da koca şehirlerde bisiklete binecek yer mi kaldı diyorsan bak ne diyeceğim. İşte bizim gibi bu hazzı bilen insanlar 11 yıldır bisiklet festivali düzenliyorlar dünyanın çeşitli şehirlerinde ve bu sene ilkkez İstanbul'da olacak. Adı da bisiklet film festivali ki adıyla müsemma çeşitli kültürel aktiviteler barındıran bir festival. Kısa filmler, fotoğraf sergileri, paneller ve tabiki bisiklet gezileri. Lafın kısası 13 - 16 eylül arası bir orada olacağız - bir aksilik olmazsa - sen de orda olsan ya, toplanmak için daha ne kadar güzel bir ortam olabilir ki !

* Festival programı ve içeriği haftaya açıklanacakmış bu  adresten yakında daha detaylı bilgiler edinebiliriz.

1 yorum: