-Şunu yapcam,buraya gidicem, onu sevicem.
-Bunu öğrencem,oradan gelicem,şunu yazcam.
Ama öncesinde telefonumun alarmını kurup erkenden uyanmalıyım.Değişimin başlangıç noktasını belirledikten sonra uyku haline geçiş hiç de zor olmuyor benim için.Sonrasında sabahın ilk ışıklarında alarm sesi parçalıyor beynimi ve ben olanca hızımla alarmı kapatmaya yeltenirken aklıma tek bir soru geliyor:Neden?
Herhangi bir gecede yaklaşık yarım saat boyunca aldığım kararları yıkmam 5 saniye sürerken tek bir soru: Neden?
O anda kahkaha sesleri kuş cıvıltılarını bastırıyor ve Dostoyevski her zamanki küstahlığıyla şu sözleri fısıldıyor kulağıma:''Durumunuzun umarsızlığını, başka bir adam olamayacağınızı, değişmek için zamanınız, inancınız bulunsa bile değişmeyi kendiniz de istemeyeceğinizi anlamanın tadına doyum olur mu?
Bildiğiniz sahneler üzerine işaret parmağımı Dostoyevski'nin dudaklarına götürüp -Taaaamam sus şıp şıp şıp diyip uykuma kaldığım yerden devam ediyorum.
Şimdi baştan alıyoruz;
-Şunu çizcem,bunu dinlicem,onu tan..